Köşe YazarlarıManşetÜst Manşet

Cennette Erkek Takım Antrenörü Lazımdı

Kıymetli Okurlarımız,
Türk erkek voleybolu çok önemli bir değerini kaybetti. 22 Ağustos Perşembe günü sonsuzluğa uğurladığımız ‘Hocaların Hocası’ Enver Göçener, 81 yaşında aramızdan ayrıldı.
İstanbul Boğazı’nın en güzel semtlerinden olan Yeniköy’de gözlerini açtığı dünyadan, voleybolda tarihine adını altın harflerle yazdırdığı Galatasaray çatısı altında veda etti.

1943 yılında dünyaya gelen boğaz çocuğu, spora Altınmızrak Spor Kulübü’nde basketbol ile başlasa da Kabataş Lisesi yıllarında voleybol oynamaya başladı. Voleybol sevgisi ağır basan Göçener, 1960 yılından itibaren Denizgücü ardından da İETT takımlarında voleybol oynadı. Henüz 22 yaşındayken antrenörlüğe başladı, Beykoz Spor Kulübü’ndeki ilk deneyiminde Türkiye Şampiyonluğu yaşadı.

Genç yaşlarından itibaren saha kenarına geçen Enver Hoca, bitmeyen bir enerjiyle çalıştı. 26 yaşında İETT’nin başına geçen genç antrenör, A Takım ve Genç Takımla üçer kez Türkiye Şampiyonluğu yaşadı. Yirminin üzerinde kulüp ve üniversite takımını çalıştırdı. Galatasaray’a hizmet ettiği 1978-1992 yıllarında arka arkaya yaşadığı 3 Türkiye Şampiyonluğu ile sarı kırmızılı kulübün tarihine geçti. Dokuz kez arka arkaya şampiyon olan o dönemin fırtına takımı Eczacıbaşı Erkek Voleybol Takımını üç kez geçip şampiyon olmak gerçekten de büyük bir işti! Yaşı yetenler, buna hak vereceklerdir.

Seksenli yılların başı. Öyle internet falan yok. Günümüzde saniyeler içinde ulaşılan bilgilere o dönemlerde ulaşmayı hayal etmek bile güç. Özellikle Milli Takımımızın başındayken gerçekleştirdiği yurt dışı seyahatlerde kurduğu dostluklarla antrenman bilimi hakkında eşsiz bilgileri ülkemize taşıdı. Gelen tüm bilgileri tercüme edip, genç antrenörlerin yararlanacağı şekilde paylaştı. Ömrü boyunca genç antrenörlerin ufkunu açan her türlü yeniliğin peşinde koştu.

Çalışkanlığı ile Dünya Olimpiyat Komitesi’nin dikkatini çekti ve Almanya Leipzig Üniversitesi’nde “Voleybol Psikolojisi- Pedagojisi, Spor Tıbbı, Sporda Kondisyon ve Voleybol” konularında ihtisas yapmakla ödüllendirildi. Başarıyla deneyimlediği bu eğitimin ardından kazanımlarını gençlere aktarmasından dolayı “Dünya Sporuna Hizmet Madalyası” ile ödüllendirildi. Göçener ayrıca KKTC’de erkek voleybol takımının kurucusudur.

Ömrü Mücadele İle Geçti

Yurt dışında açılan kurslara katılarak uluslararası voleybol antrenörü olmaya hak kazandığı gibi müthiş ikna kabiliyetiyle genç antrenörleri yurtdışında eğitim almaya teşvik etmişti.
Onun tedrisatından geçen tüm antrenörler günümüzde hala antrenörlük yaşantılarına devam ederken, o, yatakta olduğu dönemlerde bile araştırmaya devam etti. Emeklilik günlerinde, ömrünü geçirdiği Burhan Felek Spor Salonu’nda sabahtan akşama kadar her karşılaşmayı izler, gazete ve dergilere eğitici yazılar yazardı. ‘Enver Göçener Üniversitesi, Enver Göçener tedrisatı’ halen geçerliliğini koruyan kavramlardır.  Tatlı sert (!) üslubu, Nedim Özbey, Metin Görgün, Ahmet Gülüm ve daha birçok yetenekleri bulup keşfetmesi ile tanınan Göçener’in özellikle sezon öncesi sporcularına uyguladığı ağır antrenman temposu çok iyi hatırlanır. Galatasaray’da çalıştığı dönemlerde Hasnun Galip’teki spor salonunda kendi geliştirdiği sistemlerle oyuncularına eğitim veren Enver Hocanın, salondaki tavandan sarkıttığı bunge jumping benzeri, paraşütü andıran sistemi ilk akla gelenlerdendir. Yüzeyleri 20-45 derece açılı, çeşitli yükseklikte ahşap sıçrama tahtaları ile tamamlanan düzenekler o dönemde çok meşhurdu. Bu düzenekler her ne kadar sporculara engizisyon dönemini çağrıştırsa da voleybolculara sıçrama hissiyatını kazandıran önemli materyallerdi. O dönemdeki sporcularından Attila Şaylan, kendisiyle yaptığımız sohbette ‘Bir kondisyon antrenmanı yaptırırdı, billahi bizimle aynı pisti kullanan Paşabahçe Atletizm Takımı koçları bile 800 m. skorlarımıza ağızları açık bakarlardı. Ağustos ayında başlayan kondisyon çalışmalarının ilk haftasında merdivenleri inemezdik. Öyle ki o temponun ardından gülmenin bu kadar acı verici olabileceğini hayal bile edemesiniz’ diyerek anlattı.
Voleybola verdiği hizmette büyük mücadeleler veren Enver Göçener, ömrünün son yıllarında yaşadığı zorluklarla oldukça yıpranmıştı. Başta Bülent Meriç, Nedim Özbey, Sırma Üç, Abdullah Gümüşbaş gibi sınırlı sayıda kişi ve Galatasaray Spor Kulübü’nün Galatasaraylılar Yurdu’ndaki bakımı, dostlarının desteği, enerjisi ve ziyaretleri ile hayatının son gününe kadar voleybol ailesinin içinde kaldı. Aslında çok daha geniş katılımlı bir desteği hak ettiğini düşünüyorum!

TVF, Voleybol Mabedinin Kapılarını Açtı

TVF Başkanı Mehmet Akif Üstündağ, Enver Göçener’i son yolculuğuna uğurlarken voleybolun mabedi Burhan Felek Voleybol Salonu’nun kapılarını açtı ve bu konulardaki duyarlılığını bir kere daha gösterdi. Ustaya saygı anlamında Akif Başkana çok yakıştı!
Son anı, öğrencisi Reşat Arığ’dan gelsin: Enver Göçener ebediyete intikal eden voleybolcuları, ‘Takıma smaçör lazımdı o gitti, takıma pasör lazımdı o gitti’ şeklinde tanımlarmış. Arığ da ‘Erkek Takımına antrenör lazımdı Enver ağabey gitti’ diyerek ustasını yolcu etti!
Enver, Arapça kökenli bir isim olup “çok aydınlık”, “ışıklı”, “parlak” anlamlarını taşır. Enver Hoca da Türk erkek voleyboluna ışık tutmuş bir antrenör olarak aramızdan ayrıldı. Ruhun şad olsun!
Kıymetli okurlarımız, bugün de ‘Hocaların Hocası’ Enver Göçener’den ‘Haberiniz Olsun’ istedim. Kalın sağlıcakla.

 

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu